5 Kasım 2009 Perşembe

Türkiye Neden Kendi Savaş Uçaklarının Tekerleğini Üretemiyor ?


Türkiye, bölgesindeki en büyük güç olmasına rağmen birçok bakımdan dışa bağımlı bir ülke... Türkiye'nin stratejik konumunu bilen ve eğer Türkiye'nin tam bağımsızlık durumunda ne kadar büyüyebileceğini kestirebilen ülkeler, bizi ekonomik yönden kendilerine bağımlı yaparak, büyümemize ve kalkınmamıza sınır koyuyorlar... Bu dediklerimi açıklayacak çok net 2 örnek vereceğim size...

1- Türk Silahlı Kuvvetlerinin gözbebeği olarak nitelendirilen Türk Hava Kuvvetleri, bünyesindeki F-16 , F-15, Fantom, KC135-R ve daha bir çok model uçağın tekerleklerini hala Amerikandan ithal etmektedir. Bir F-16 uçağının tekerlekleri hava koşullarınada bağlı olarak iniş ve kalkış sırasında aşırı deformasyona uğrar ve bu da tekerleklerin ömrünün kısa olmasına ve sıklıkla değiştirilmesine sebebiyet verir. Bir F-16 iniş sırasında lastiğine yaklaşık 30 ton basınç uygular. Bu basınca dayanacak lastiklerin üretimi normal lastik üretim fabrikalarında gerçekleşemez. Ülkemizde yanlızca Petlas adındaki bir şirket sadece F-16 savaş uçakları için lastik üretimi yapmaktadır. Diğer uçaklarımınız lastiklerini Amerikadan ithal etmekteyiz. Bu demek oluyorki, olası bir savaş durmunda F-16 uçaklarının 2-3 iniş yaptıktan sonra aşınan lastiklerin Amerikadan temin edilememesi durumunda hava sahamız tamamen korunmasız hale gelecektir. Bir diğer olasılık, karadan bir savunma yapmak istediğimizde ülkemizdeki tekel telekom şirketi olan TürkTelekomun %49'luk hissesinin yabancıların ellerinde bulunması, olası bir taarruz sırasında güvenlik güçlerimizin büyük bir bölümünün irtibatsız kalmasına yol açacaktır...
Bunlar savunma sanayi alanındaki dışa bağımlılığımızın birkaç örneği şimdi sıra gelelim ekonomik bağımlılığa..

2- Bu örneği bir makina mühendisi tarafından birebir yaşanmış. Bir pamuk fabrikasında, pamuklara basınç uygulayarak balya haline getiren makinede kullanılan çarklar Almanyadan ithal ediliyormuş. Bu çarkların kullanım süresi 6 ay olarak biliniyormuş ve her biri Almanyadan 12 liraya ithal ediliyormuş. Bir gün bu makinedeki çark kırılmış. O sırada yeni makine mühendisi olarak işe başlayan biri bu çarkları kendisine imal edebileceğini söylemiş. Fabrika sorumluları gerekli malzeme ve ücreti karşılamış. Bu fabrikadaki tüm makine mühendisleri toplanıp bu çarkın ölçülerini açısal hesaplarını ve kalıp çalışmalarını yaptıktan sonra birebir bu çarktan oluşturmayı başarmışlar ve 12 liraya ithal edilen bu çarkları 4 liraya mal etmişler ve 6 aylık ömrü olan bu çarklar yerine kendilerinin geliştirdiği çarklar 2 yıl dayanmış... İşte görüyorsunuz. Avrupa 4 liralık malı bize 12 liraya kakalıyor bununla yetinmiyor aynı malın kullanım süresini düşürecek kalitesiz hammadde kullanarak bunları bize ihraç ediyor.

İstiklalin tamamiyeti ancak istiklal-i mali (ekonomik bağımsızlık) ile mümkündür.. diyen Mustafa Kemal Atatürk'üm bugünleri ne kadar da güzel tanımlıyor değilmi ey halkım '!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder