20 Haziran 2009 Cumartesi

Ormanın Yeniden Canlanışı


Alevler ormanı terk edip, duman rüzgârla dağıldıktan sonra toprağın altında başlayan küçük kıpırtılar, birkaç ay sonra filizlerini vermeye başlar.
Yangın sonrasının ilk yağmurunu sordum ormancılara. "Çıplak tepelerden siyah dereler geldi" dediler. Turkuaz renkli Köprüçay'ın, siyah aktığını hayal etmeye çalıştım. Yapamadım. Kollarım ağırlaşıp yana düştü; ellerimi yumruk yapmışım farkına varmadan.

Yangının kara izleri Köprüçay'ın yeşil mavi sularını bir süreliğine de olsa lekelemişti. Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Tuncay Neyişçi, bu kara suları "Karbon gömülümünün Akdeniz'de sonlanacak yolculuğu" olarak açıklıyor ve bardağın dolu tarafını gösteriyor: "Bir orman yangınının biyo-kütlesinin yaklaşık yüzde 10'u kömüre dönüşebilir, bu miktarın büyük bir bölümünün erozyon ve Köprüçay yoluyla ekosistem dışına taşınması ve Akdeniz'e ulaşması durumunda, orman yangınları uzun dönemli karbon gömülüm aracı olarak da kabul edilebilir". Ağustos 2008'de 15 bin 795 hektar alanı alevlere boğan büyük yangının 10 gün sonrasıydı. 700 rakımlı tepede bir kızılçam tohumu, ağacın tepesindeki kozalaktan ayrılıp döne döne hemen önümde siyah zeminin üzerine düştü. Arkasından yanmamış, ama sıcaklığın etkisiyle kavrulmuş bir iğne yaprak... Birkaç gün sonra zemin tamamen ibre ve dal kırıntıları ile kaplanacaktı. Yangını kozalakların içinde atlatan tohumlar, ısının etkisi ile reçinesi eriyip, iç-dış gerilim farklılıklarının etkisi ile açılan kozalaklardan dışarı dökülüyordu. Düştüğü yerde ise ibre ve kırıntılar tarafından örtülerek güneş ve rüzgârdan korunacaktı. Sıcaklık aynı zamanda, tohumların yangına dirençli yalıtıcı kabuklarını kavurarak su geçirgenliğini de artırmıştı. Bütün bu elverişli ortam, tohumların ilk yağışlarla birlikte adeta yerden fışkırarak çimlenmelerine neden oldu. Her yangın sonrası yaşanan olaylar binlerce yıldır olduğu gibi bir kez daha tekrar etti ve yanık sahayı, hayata yeni başlamış genç fidanlar doldurdu. Antalya yangınından dokuz ay sonra yanan alanda gördüğüm çiçekler ve genç fidanlar ekosistemin kendini nasıl onarmaya çalıştığını gösteriyor. Peki bu yeniden doğuş nasıl gerçekleşiyor? Doğa yangından sonra kendini ne kadar sürede yenileyebilir? En önemlisi her şey eskisi gibi olabilir mi?

National Geo. "Aykut İnce"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder